Makine Mühendisliği
Ramazan ÇAKIR 151820063013 ESOGÜ - =>Türkiye'den Ekonomi Haberleri
  Ana Sayfa
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  EKONOMİ
  => =>Dünya'dan Ekonomi Haberleri
  => =>Türkiye'den Ekonomi Haberleri
  İMALAT MÜHENDİSLİĞİ
  İSTATİSTİK
  By rMco
 
 
Günah bizden gitti uyarısı!

 

 

Tarım sektörü alarm veriyor..Türkiye Ziraatçılar Derneği başkanı Yetkin önlem alınmazsa yaşanacak tabloyu açıkladı;

Kuraklığın bakliyat üretimine darbe vurduğunu belirten TZD Başkanı Yetkin, uyardı: Acil önlem alınmazsa Ramazan'ın da yaklaşmasıyla tarım ürünü fiyatları astronomik düzeye çıkar.

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, kuraklığın getirdiği verimsizlik ile bakliyat üretiminde ciddi azalma ve daralma yaşanacağını söyledi.

Kuraklığın özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu ve İç Anadolu'nun bir takım kesimlerinde yüksek derecede ortaya çıktığını vurgulayan Yetkin, önlem alınmazsa Ramazan ayının da yaklaşmasıyla başta baklagiller olmak üzere tarım ürünü fiyatlarının 'astronomik' düzeye çıkacağını kaydetti.

Yetkin, özellikle mercimek, nohut ve fasulyede tarımsal üretim yönünde ciddi olumsuzluk yaşandığını söyledi. Dünyada işlenmiş gıda ürünlerinde rekabetçi bir süreç yaşandığını belirten Yetkin, şöyle konuştu:

YENİ STRATEJİ...

"Bu kadar kritik bir noktada Türkiye'nin kendi tedbirini alması, yeni yol haritası çizmesi, yeni strateji belirlemesi gerekiyor. Türkiye'nin ilk olarak ithalatı önleyici tedbir alması, ardından dünyadaki acımasız pazar savaşında ihracata yönelik ürün sayısını artırarak, dünyada kendi yerini kendi gerçekleriyle alması gerekiyor."




 
 
Petrol fiyatları rekora uçtu

 

Ham petrolün fiyatında tüm zamanların rekoru kırıldı. Gidişat ürkütücü. Peki petrol fiyatı neden artıyor? Nedenler şunlar;


Uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün 130,47 dolara çıkarak, tüm zamanların rekorunu kırdı. Petrol fiyatlarını azdıran, doların değerinin düşüklüğü ve talep fazlalığı olarak gösteriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre (IEA), enflasyona ayarlandığında petrol fiyatları, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden bir yıl sonra Nisan 1980'de 101,70 dolarla zirve yapmıştı. Petrol fiyatlarının yükselmesinde şu etkenler rol oynuyor:

DOLARIN DÜŞÜK DEĞERİ: Doların değerinin düşmesi Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) gelirlerinin satın alma gücünü düşürdü ve dolar kullanmayan bazı tüketicilerin satın alma gücünü artırdı. Bazı uzmanlar yatırımcıların petrolü zayıf dolara karşı korunma amaçlı olarak kullandığını belirtiyorlar.

FONLAR: ABD Merkez Bankası'nın (FED) geçen yıl Ağustos ayının ortasından itibaren faiz oranlarını düşürmesi ve kredi krizinin etkilerini hafifletmek için merkez bankalarının mali piyasalara milyarlarca dolar pompalaması, petrol ve altın fiyatlarını artırdı.

TALEP: Dünyanın en fazla petrol tüketen ülkeleri ABD ve Çin'in petrole olan talebinin fiyatların yükselmesinde büyük etkisi bulunuyor.

OPEC'İN ARZI SINIRLAMASI: Dünya petrolünün üçte birinden fazlasını üreten OPEC'in, fiyatların düşmesini engellemek için 2006 yılının sonunda petrol üretimini azaltmaya başlaması da fiyatların düşmesini engelledi. 

NİJERYA-İRAN-IRAK : Petrol fiyatlarını azdıran en önemli etkenlerden biri de büyük üreticilerdeki sıkıntılar. Dünyanın sekizinci büyük petrol üreticisi Nijerya'da, petrol üretim bölgelerine saldırı ve sabotajlar nedeniye üretim sıkıntısı var. Dünyanın dördüncü büyük ihracatçısı İran'ın, nükleer programı nedeniyle batı ülkeleri ile gerginlik yaşaması ve Irak'daki bitmek bilmeyen çatışmalar petrolü yükseltiyor.



 
 
Yıllık Cari Açık 40 Milyar $

 

Cari açık, Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 artarak 4 milyar 157 milyon dolara yükseldi.
 
 Ocak-Mart döneminde 12 milyar 40 milyon dolara ulaşan cari açık, geçen yılın eş dönemine göre yüzde 30,3 büyüdü. Yıllık cari açık ise ilk kez 40 milyar doları aşarak Mart sonu itibariyle 40 milyar 375 milyon dolar oldu.

HAZİNE NİSAN'DA 4.7 MİLYAR YTL NAKİT AÇIĞI VERDİ

Nisan ayında 4.5 milyar YTL nakit açığı veren Hazine’nin nakit bazdaki işlemlerinde faiz dışı dengede de 386 milyon YTL’lik açık oluştu.
Hazine, Nisan ayı nakit gerçekleşmelerine ilişkin geçici sonuçları açıkladı. Buna göre, Nisan ayında nakit bazda toplam 13 milyar 568 milyon YTL gelir elde edilirken, 13 milyar 953,9 milyon YTL faiz dışı harcama yapıldı ve 385,9 milyon YTL faiz dışı açık ortaya çıktı. Toplam 4 milyar 269,4 milyon YTL faiz ödemesinden sonra Hazine nakit dengesi 4 milyar 655.2 milyon YTL açık verdi.

-AÇIĞIN FİNANSMANI

Hazine, Nisan ayında, 396 milyon YTL net dış borç geri ödemesi ve 2 milyar 297,4 milyon YTL net iç borçlanma olmak üzere toplam 1 milyar 901,6 milyon YTL net borçlanma gerçekleştirdi. Aynı ay, Hazine hesaplarında kur değişimlerinden kaynaklanan artış ise 200 bin YTL oldu. Bu gelişmeler sonucunda, Nisan ayında Hazine hesapları net 2 milyar 717,5 milyon YTL tutarında azaldı.

-DÖRT AYLIK NAKİT AÇIĞI 9.3 MİLYAR YTL

Yılın ilk dört aylık dönemde nakit bazda toplam 59 milyar 655.2 milyon YTL gelir elde eden Hazine, 51 milyar 972,1 milyon YTL faiz dışı harcama yaptığı ve 7 milyar 683,1 milyon YTL faiz dışı fazla sağladı. Toplam 17 milyar 17 milyon YTL faiz ödemesinden sonra Hazine nakit dengesi anılan dönemde 9 milyar 333,8 milyon YTL açık verdi.

 
 
Elektrikte yüzde 20’yi bulacak ikinci zam yolda

 

GeçtİĞİmİz aylarda yüzde 20 zamlanan elektrik tarifesi, artan petrol fiyatları ve enflasyon nedeniyle bir kez daha zamlanacak.

Arzda yaşanan açık nedeniyle özel sektörden alınan elektriğin maliyeti de faturalara yansıtılacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun ilgili yönetmeliği bu hafta görüşmesi bekleniyor. Yetkililer, özel sektörden pahalı alınan elektriğin faturalara ek maliyetinin yüzde 8 ila 10’u bulacağını vurguluyor. Buna petrol fiyatları, enflasyon ve döviz kurundaki artış eklenince yeni zam ihtiyacının en az yüzde 15 ila 20’yi bulacağı söyleniyor. Ancak bunun tek seferde mi yoksa izleyen dönemlerde bölünerek mi yapılacağı henüz karara bağlanmadı.

Belediyeler ödemediği için yine faturalara yansıtılması kararı alınan genel aydınlatma bedelleri için de Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Elektrik Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapan tasarıda önerge verilecek. Daha önce faturalara türüne göre 1 ila 2 YTL’lik ek maliyet getireceği hesapları yapılırken tutar koymaktan vazgeçildi. Faturalara yansıyacak tutarı EPDK ayrıca tespit edecek. Ancak bu uygulamanın otomatik fiyatlandırmanın başlayacağı döneme yetişmeyeceği kaydediliyor.



 
 
Bireysel Emeklilik Sistemi Hızla Büyüyor

 

Sistemde toplam katılımcı sayısı 1 milyon 536 bin 570'e, sözleşme sayısı 1 milyon 666 bin 455'e, katılımcılardan toplanan fon tutarı 4 milyar 896.6 milyon YTL'ye, yatırıma yönlendirilen tutar da 4 milyar 153.9 milyon YTL'ye ulaştı.

Bireysel emeklilik sisteminde katılımcıların 608 bin 247 kişiyle en büyük bölümü 25-34 yaş grubunda yer alıyor. İkinci sırayı 510 bin 858 katılımcıyla 35-44 yaş grubundakiler alırken, daha sonra 262 bin 628'le 45-55 yaş grubu, 112 bin 23'le 25 yaş ve altı geliyor. Son sırada ise 42 bin 814 katılımcıyla 56 yaş ve üzeri grubundakiler yer alıyor. Bireysel emeklilik sistemine toplam katılım ise 1 milyon 536 bin 570 kişi olarak gerçekleşti.

TERCİH EDİLEN ÖDEME PERİYODU BİR AY

Bireysel emeklilik sisteminde sözleşme sayısında en çok tercih edilen ödeme periyodu 1 milyon 522 bin 415'le “1 aylık” dönem oldu. İkinci sırada 72 bin 951 ile “3 aylık” dönem gelirken, bunu 54 bin 90 ile “yıllık” ve 16 bin 999'la “6 aylık” dönem izledi.

AVIVASA FON TUTARINDA BİRİNCİ

Bireysel emeklilik sisteminde şirket bazındaki temel göstergelerde, Avivasa Emeklilik ve Hayat 1 milyar 181.7 milyon YTL'lik fon tutarıyla birinci olurken, 236 bin 935 katılımcı sayısıyla üçüncü sırada yer aldı. Katılımcı sayısında birinci sırayı 322 bin 731 katılımcı ile Anadolu Hayat Emeklilik aldı. Anadolu Hayat Emeklilik'in katılımcı toplam fon tutarı ise 982.6 milyon YTL olarak gerçekleşti.

Sırayı 751.9 milyon YTL katılımcı toplam fon tutarı ve 227 bin 416 katılımcı ile Yapı Kredi Emeklilik, 630.3 milyon YTL katılımcı toplam fon tutarı ve 294 bin 508 katılımcı sayısıyla Garanti Emeklilik ve Hayat izledi. Koç Allianz Hayat ve Emeklilik toplam 48 bin 881 katılımcı sayısıyla listenin son sırasında yer alırken, fon tutarında da Ankara Emeklilik 65.4 milyon YTL ile en sonda yer aldı.





Yeni bir ekonomik program gerekiyor

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferit Şahenk, tercihen, uluslararası finans çevrelerince de desteklenen kapsamlı bir ekonomik programın açıklanması ve uygulanması, AB sürecine ilişkin reformların kararlılıkla sürdürülmesi ve dezenflasyon sürecinin, disiplinli maliye politikaları ile desteklenmesinin, büyük önem arz ettiğini söyledi.

Şahenk, TÜSİAD'ın düzenlediği “Yurtdışı Finansal Piyasalardaki Gelişmeler Işığında Türk Bankacılık Sektörü: Eğilim ve Riskler” konulu konferansta yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin 2007 yılında derinlik kazanan finansal bir dalgalanma ile olumsuz bir görünüme büründüğünü, global bankacılık sektörünün de önemli bir risk altında kaldığını ifade etti.
Artan tüketim ve yatırım talebi ile enerji maliyetlerinin sonucu olarak derinleşen cari açığın önemli bir finansman ihtiyacı doğurduğunu ve Türkiye'yi mevcut global çerçevede daha kırılgan hale getirdiğini belirten Şahenk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar yapılan milli gelir revizyonu ile ekonominin daha büyük bir bölümü hesaplara yansımış ve ülkemizdeki tasarruf açığı milli gelire oran olarak eskiye kısayla daha düşük seviyelere gelmişse de nominal rakam olarak 50 milyar dolara yaklaşan cari açık beklentileri, finansman ihtiyacı ve kalitesini yeniden gündemin üst sıralarına taşımakta. Bu çerçevede uzun vadeli yabancı sermayeyi çekebilecek, genel yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik reformlar ve özelleştirme faaliyetlerinin aksatılmadan devam ettirilmesi büyük önem taşımakta.”
Bankacılık sektörü yeniden yapılandırma programı ve bankacılık kanunu ile sağlanan gelişmelere de değinen Şahenk, sektördeki değişimin yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisini artırdığını, son 5 yılda finansal hizmetler alanında 85'in üzerinde satın alma ve birleşme işlemi gerçekleştiğini, mali aracı kuruluşların Türkiye'ye çektiği doğrudan yabancı yatırım miktarının da 22,5 milyar doları geçtiğini hatırlattı.

“KREDİ RİSKİ GİDEREK ARTMIŞTIR”

Ferit Şahenk, bankacılık sektörünün uluslararası piyasalara entegrasyonu ve reel sektör ile ilişkisinin arttığını, mevcut dalgalanmalar nedeniyle dış piyasalar veya reel sektör kanadında yaşanabilecek olumsuz gelişmeler karşısında geçmişle kıyaslandığında çok daha güçlü bir konuma geldiğini söyledi.

Sektörün kur riskinin önceki dönemlere kıyasla son derece gerilemiş durumda olduğunu belirten Şahenk, yüksek dış finansman ihtiyacı ve reel sektörün artan borcu nedeniyle sektörün taşıdığı kredi riskinin giderek arttığını, bu durumun belirsizliklerin olumsuz yönde şekillenmesi durumunda, sektör açısından iyi yönetilmesi ve temkinli olunması gereken bir konu olduğunu vurguladı.

Şahenk, global belirsizliklerin arttığı, yatırımların ve talebin hız kestiği bu dönemde harcamaların daha da yavaşlamaması ve likidite koşullarının kötüleşmemesi için hükümetin son 5 yıldan bu yana başarı ile yürüttüğü ekonomik dönüşüm programının aynı kararlılıkla devam ettirilmesinin önemli olduğunu kaydetti. Şahenk, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Enflasyonun yükselmekte olduğu ve küresel ekonomik yavaşlamanın giderek yoğunlaşabileceği dikkate alınarak, para ve maliye politikalarının bu amaca yönelik olarak temkinli bir şekilde kullanılmaya devam edileceğini düşünmekteyiz. Global piyasalarda dalgalanmalar karşısında alınabilecek en önemli önlem, sağlam çıpalara sahip olmaktır. Bu nedenle tercihen, uluslararası finans çevrelerince de desteklenen kapsamlı bir ekonomik programın açıklanması ve uygulanması, AB sürecine ilişkin reformların kararlılıkla sürdürülmesi ve dezenflasyon sürecinin disiplinli maliye politikaları ile desteklenmesi büyük önem arz ediyor.”




İran'dan doğalgaz akışı yeniden başlıyor

29 Mayis 2008 17:31
Hafta başı, Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesi kesiminde yaşanan patlamayla gaz akışının durduğu İran-Türkiye doğalgaz boru hattının yarın devreye gireceği ve gaz akışının yeniden başlayacağı bildirildi.

AA muhabirinin BOTAŞ üst düzey yetkilisinden aldığı bilgiye göre, hatta tamirat çalışmaları tamamlanırken, testlere bugün başlanacak. Herhangi bir aksilik çıkmazsa da yarın hatta gaz verilmeye başlanacak.
 
Bu arada Türkiye'deki boru hatlarının korunması işinin, Jandarma Genel Komutanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde yürütüldüğünü belirten BOTAŞ yetkilisi, "Jandarmamız elinden geleni yapıyor. Fakat boru hatlarının her noktasını korumak çok zor. Zaman zaman böyle olaylar (sabotaj) meydana gelebiliyor" diye konuştu.
 
Ağrı'nın Doğubezayıt ilçesinde doğalgaz boru hattında, 25 Mayıs Pazar gecesi bir patlama meydana gelmiş, ardından yangın çıkmıştı.
 
Yangının söndürülmesinin hemen ardından BOTAŞ ekipleri, hattın zarar gören yaklaşık 30 metrelik bölümünün tamiri ve değiştirilmesi için çalışmalara başlamıştı.
 
Olayın hemen ardından İran'dan Türkiye'ye gaz akışı kesildiği için, Gazprom Karadeniz'in altından geçerek Türkiye'ye ulaşan Mavi Akım boru hattından sevkedilen gaz arzını artırmıştı.



Altın sektörünün önünü 'tek taş' açtı

      Özboyacı Altın AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özboyacı, son 10 yılda sektörün geliştiğini, markalaşmayla birlikte yoğun şekilde üretim yapıldığını, talebi artırmak için de reklama önem verildiğini söyledi.
      Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneği başkanlığını da yürüten Özboyacı, altının Anadolu’da binlerce yıllık tasarruf geleneği olduğunu, altının piyasadaki dalgalanmalardan en az etkilenen yatırım aracı özelliğini de taşıdığını anlattı.
      Altının uzun vadede kazandıran güvenli bir yatırım aracı olduğuna dikkati çeken Özboyacı, "Anadolu insanı ise iyi bir altın müşterisi ve yatırımcısıdır" dedi.
      Özboyacı, altın sektöründe Türkiye’de yaklaşık 10 yıl öncesine kadar genelde 22 ayar işlenmemiş altınların talep gördüğünü ancak, son dönemde altın takı tasarımlarının özellikle büyükşehirlerde daha büyük ilgi görmeye başladığını anlattı.
      İşlenmiş, pırlanta ve elmasla süslenmiş altın takı tasarımlarına olan talebin sektörü markalaşmaya yönlendirdiğini anlatan Özboyacı, şunları kaydetti:
      "Son 10 yılda altın sektörü markalaştı, ondan önce ülke genelinde bilinen bir altın markası yoktu. Sektör gelişti, markalaşmayla birlikte yoğun şekilde üretim yapıldı. Talebi artırmak için reklama önem verildi, en çok seyredilen televizyon dizilerinin sponsoru oldular.
      Televizyonlarda, gazetelerde altın firması reklamlarıyla çok sık karşılaşır olduk. Çünkü sektör, çok fazla üretim yapıp tıkanma noktasına geldiği için reklam enstrümanına sarıldı."
     
     SEKTÖR, MÜŞTERİNİN KALBİNİ TEK TAŞLA FETHETTİ
      Marka altının pazarlanmasında akıllıca bir taktikle başarıya ulaşıldığını anlatan Özboyacı, "Altına en fazla ilgi gösteren kadınlardı. Satışları artırmak için de kadınların dikkatini daha fazla çekecek sembol bir figür gerekliydi. Kadınların yoğun ilgisi olduğu biline tek taş yüzük de sektörün sürükleyicisi olarak ön plana çıkartıldı" diye konuştu.
      Özboyacı, sektörün bir anlamda "tek taş" sembol ürününü ön plana çıkararak kendi önünü açtığını, böylece markalaşmış altında tüketimin arttığını sözlerine ekledi.

 
Bugün 10 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol